J. G. BALLARD - Öteki Dünya

Ballard’ın okuduğum ilk kitabı ‘’Öteki Dünya’’ geçen senenin öne çıkan romanlarından biri... yayınlanır yayınlanmaz okumaya karar vermiştim ama yeni yıla kısmet oldu... sayıları geometrik bir hızla artan AVM’ler, birçok insanın buralara bağımlı hale gelmesi, tüketimin giderek artması ve özendirilmesi günlük hayatımızda bir olgu olarak bulununca bu kitabı çok merak etmiştim...

Kitaba gelirsek hikaye İngiltere’nin varoş kasabalarında geçiyor... bir yanda insanların can sıkıntısı, bunu geçirmek için kendilerini tüketime yönlendirdikleri 24 saat açık çok büyük bir AVM diğer yanda ise spor karşılaşmaları (futbol, buz hokeyi gibi holiganların bol bol bulunduğu sporlar), spor taraftarlarının o kasabadaki Asyalı ailelere uyguladığı vahşet ve alışveriş ile bu holiganların davranışlarının birbirini beslemesi/desteklemesi şeklinde ortaya çıkan ‘’efektif delilik’’ de denilen bir durumu göz önüne seriyor...

Romandan bir alıntıyla devam edersem yazarın toplumun durumunu nasıl betimlediğini daha iyi görebiliriz...

‘’Bugün satın aldığımız şeylerin yarısı yetişkin oyuncaklarından başka bir şey değil. Tehlike, tüketiciliğin büyümeyi sürdürebilmek için faşizme benzer bir şeye gerek duyması. (...) Sıra sıra satış tezgahları, dümdüz uzanan koridorlar, tabelalar ve flamalar, tam bir tiyatro dekoru. (...) Parti nişanlarımız altın ve platin mağaza kartları. Biraz komik değil mi? Evet, fakat insanlar Nazileri de bir şaka sanmıştı. Tüketici toplumu bir tür yumuşak polis devletidir. Seçme şansımız var sanıyoruz, fakat aslında her şey zorunlu. Alışveriş etmeyi sürdürmek zorundayız, yoksa kentliliğimizi yitiririz. Tüketicilik, ancak faşizmin tatmin edebileceği dev bilinçaltı gereksinimler yaratıyor. Arada bir fark varsa, faşizm, tüketiciliğin efektif deliliği yeğlediği zaman aldığı biçimdir. Burada zaten görüyorsun bunu’’ (sf:114)  

Tüketimi körüklemenin toplumu yönetmek için bir araç olduğu ortada, bu romanda daha abartılmış bir hali distopik olarak kurgulanmış... her ne kadar ana fikre katılsam da bu kitabı sevdim diyemeyeceğim... akıcı bir dili var ama ben okumaktan hoşlanmadım... distopyayı sevmeme rağmen konuya kendimi kaptıramadım... ilginç bir kitaptı ama önerir miyim? açıkçası hayır...

Yazar:  J.G. Ballard     
Çevirmen:Süha Sertabiboğlu
Sayfa Sayısı : 296
Basım Yılı : 2013
Yayınevi : Sel

Her yerden görülen devasa kubbesiyle bir alışveriş merkezi, tüketim ve şiddetin hüküm sürdüğü bir taşra kasabası ve beklenmedik bir ölüm... 

Yaşadığı kasabanın alışveriş merkezinde öldürülen babasına yalnızca veda etmek için Brooklands'e giden işsiz reklamcı Richard Pearson; labirenti çağrıştıran alışveriş merkezinin, durmaksızın hareket eden yürüyen merdivenlerin, yirmi dört saat çalışan televizyonun ve ellerinde poşetlerle tüm vakitlerini burada geçiren insanların arkasında uğursuz bir şeyler gizlendiğine inanmaya başlayarak kalmaya karar verir. Mahkeme sürecindeki tuhaflıklarla birlikte babası ve kasaba sakinleriyle ilgili akıl almaz gerçeklerle yüzleşmeye başlayan Richard, görmezden gelmek ve dönmek, kalmak ve çözmek arasında bir seçim yapmak zorunda...

Son derece yozlaşmış ama bir o kadar da tanıdık bir modern dünya tasvirini en canlı ve korkunç biçimlerde ortaya koyma yeteneğiyle J. G. Ballard, Öteki Dünya'da artık hayatlarının her anında alışveriş yapıyorlarmış gibi görünen insanların hikayesini; halihazırda içinde bulunduğumuz sisteme çok yakın bir distopyanın sınırsız tüketiciliğini, fütürist bir tahayyül ve haklı bir öfkeyle anlatıyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ANDRÉ MAUROIS - İKLİMLER

SEZGİN KAYMAZ - Kün

LOU ANDREAS-SALOMÉ - RUTH