HARRY BİNGHAM - Ölülerle Konuşmak

Birçok insanın aksine cinayet romanları pek ilgimi çekmez ve çok az okurum...ama bazen kitap seçerken belirleyici yayınevi olabiliyor ve konunun bana nesi cazip geldi bilemiyorum ama ithaki ise iyidir diye düşünüp aldım... ve hakikaten çok iyi çıktı, sonunda beni çok şaşırttı ve yeni bir sendrom öğrendim....

Öncelikle bildiğiniz çok heyecanlı, nefes nefese okunan, her yerinden ipuçları ve deliller fışkıran neredeyse her satırında katile dair doğru veya yanıltıcı ipuçları verilen türden bir roman değil.... her şey tıpkı gerçek hayatta bir cinayet soruşturmasında olabileceği gibi ağır ve ilmek ilmek ilerliyor, öyle süper her şeyi şıp diye anlayan çözen dedektifler yok... kanıtlar tek tek toplanıyor, olay yeri incelemesi ve adli tıp bölümü detaylıca anlatılıyor, görgü tanığı olabilecek kişilerle uzun uzadıya konuşuluyor, toplanan delillerin hukuka uygunluğu sürekli denetleniyor ve bu tüm süreç boyunca hatırlatılıyor... kitabın yarısına gelindiğinde katilin kim olduğu hemen hemen netleşiyor geriye onun kanunlara uygun bir şekilde nasıl yakalanacağı kalıyor... kitabın polisiye tarafı bu şekilde çok gerçekçi bir kurguyla anlatılmıştı ve ağır temposuna göre hiç sıkıcı değildi,  açıkçası ben çok başarılı buldum.... 

Ama romanın en iyi yanı bu değildi, muhteşem olan detektifin kendi kendiyle olan hikayesiydi... ergenliğinde yaşadığı olayla baş etme ve bu arada da bir cinayeti çözme azmiydi...bir hayatta kalabilme çabasıydı anlatılan... bana göre bu romanda önemli olan o dedektifin hayatının kurgulanmasıydı yoksa polisiye olay değil.... 

Detektifin hikayesini çok beğendim polisiye olay da çok gerçekçiydi, benim için bir cinayet romanından bekleyebileceğimden fazlası vardı... okuyun derim....

Yazar: Harry Bingham
Çevirmen: İlker Sönmez
Sayfa Sayısı :336
Basım Yılı : 2012
Yayınevi : İthaki

Kendi zihninizde savaş varsa barışın hüküm sürdüğü bir dünyada yaşamanın anlamı yoktur.
Dedektif Fiona Griffiths’in ilk cinayet vakası tüyler ürperticidir; bir kadın ve altı yaşındaki kızı köhne bir dairede vahşice öldürülmüştür. Tek ipucu ölü bir işadamının olay yerinde bulunan banka kartıdır.
Fiona kendini mesleğine adamış, son derece zeki bir polistir fakat gözler önüne sermekten hoşlanmadığı başka yanları da vardır. Özgeçmişindeki iki yıllık boşlukla bağlantılıdır bu; ağlayamamasıyla ve cesetlere duyduğu şaşırtıcı yakınlıkla.
Fiona geçmişini ardında bırakma derdindedir fakat cinayetler vahşileştikçe o da merhametsiz bir şekilde zihninin karanlık köşelerine sürüklenir, üstelik orada başka bir ölü kız daha vardır: Kendisi.
Stieg Larsson’un Lisbeth Salander hayranları İngiliz yazar Bingham’ın kadın kahramanı ile sıkı dost olacaklar. Topluma uyum sağlamaya çalışan sıradışı ve yaralı bir kadın… Bitmek bilmeyen bir hareket, gerçekçi bir kurgu… Publishers Weekly
Harry Bingham, kurgu ve kurgu dışı eserler yazar. Yazmadığı zamanlarda ya köpeklerini gezdirir ya da önde gelen editoryal danışmanlık kuruluşlarından biri olan The Writers’ Workshop’u yönetir. Oxfordshire’da yaşar ve şu sıralar yeni Fiona Griffiths romanı üzerinde çalışmaktadır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ANDRÉ MAUROIS - İKLİMLER

SEZGİN KAYMAZ - Kün

LOU ANDREAS-SALOMÉ - RUTH